8. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikası olarak, kamu çalışanlarının anayasal haklarını, teknik hizmet emekçilerinin mesleki onurunu ve sendikal özgürlükleri tehdit eden düzenlemelere karşı güçlü bir duruş sergiliyoruz.

Genel Başkanımız Sayın Mümin Güler’in 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecine ilişkin yaptığı açıklama, yalnızca teknik hizmetler sınıfının değil, tüm kamu emekçilerinin vicdanını yansıtmaktadır. Yetkili Konfederasyonun teklif ettiği; sendikal tercih hakkını mali yaptırımlarla baskı altına almak isteyen 8. maddeye ve teknik niteliği olmayan meslek gruplarını teknik hizmetler sınıfına dahil etmeye çalışan 94. maddeye ve talep ettiğimiz “Mühendislik Meslek Kanunu” ihtiyacını karşılamaktan uzak olan 134. maddeye karşı sessiz kalmayacağız.

Sendikamız, mühendis ve teknik personelin saygınlığını ve kamu hizmetinin niteliğini korumak adına, bu üç maddeye karşı kararlılıkla mücadele edecektir.

Genel Başkanımız Mümin Güler’in bu kritik sürece dair yaptığı kapsamlı açıklamayı aşağıda kamuoyunun bilgisine sunuyoruz:

"Bugün burada, kamu çalışanlarının ve teknik hizmet emekçilerinin hakkını, emeğini ve onurunu savunmak için bu açıklamayı yapıyorum.

Çünkü 8’inci Dönem Toplu Sözleşme süreci, ne yazık ki kamu vicdanını ve hukuku derinden sarsacak iki tehlikeli maddeyle gölgelenmek isteniyor.

Söz konusu iki madde, Yetkili Konfederasyon tarafından teklif edilen 8’inci ve 94’üncü maddelerdir.

Bu iki madde, kamu çalışanlarının temel haklarına, sendikal özgürlüklere ve teknik hizmetlerin mesleki itibarına açıkça zarar veriyor.

Bu nedenle buradan açık ve net bir şekilde söylüyorum:

Bu maddeler derhal geri çekilmeli!

Bir yandan sendikal özgürlüğe mali yaptırım,

Diğer yandan ise mühendislik onurunu zedeleme...

Bu iki madde kamu hizmetini geliştirmek yerine, tek bir anlayışı dayatma amacı taşıyor!

Bu yıl, 8’inci Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri, 28 Temmuz 2025 tarihinde başladı.

Toplu sözleşme süreci, kamu çalışanlarının mali ve sosyal haklarını belirlemek amacıyla her iki yılda bir, kamu işvereni ile yetkili sendikalar arasında yürütülen anayasal bir süreç.

Görüşmeler; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinasyonunda, kamu işveren heyeti ile yetkili konfederasyonların ve hizmet kolu sendikalarının katılımıyla sürüyor.

Ancak teklif edilen bazı maddeler, kamu çalışanlarının lehine değil, doğrudan aleyhinedir!

Yetkili konfederasyonun teklif ettiği 8’inci maddeye göre, kamu çalışanları yalnızca yetkili sendikaya üyeyse toplu sözleşmeden ücretsiz yararlanabilecek.

Üye olmayanlar ise, dayanışma aidatı ödemeye zorlanacak!

Yani 8’inci madde ile açıkça, “Ya bizim sendikamıza üye ol,ya da kendi cebinden para öde” baskısı kurulmak isteniyor.

Buradan sesleniyorum: Bu bir Anayasa ihlalidir.

Çünkü sendika üyeliği, Anayasa’nın güvencesi altındadır.

Bu bir tercih hakkıdır. Zorunluluk haline getirilemez. Baskı uygulanamaz…

Bu düzenleme ile farklı sendikal tercihler ortadan kaldırılmak ve kamu çalışanları tek bir seçeneğe mahkûm edilmekisteniyor

Kamu çalışanlarının özgür iradesi, mali yaptırımlarla yönlendirilmeye çalışılıyor.

Üstelik bu teklif yalnızca Anayasaya değil; Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 87 ve 98 sayılı sözleşmelerine,Avrupa Sosyal Şartı’na da açıkça aykırıdır!..

Bir diğer skandal madde ise, 94’üncü madde.

Bu maddeyle; matbaacı, aşçı, kuaför, şoför, kaloriferci gibiteknik niteliği olmayan meslek grupları, Teknik Hizmetler Sınıfı’na alınmak isteniyor.

Çok açık bir şekilde söylüyorum: Bu teklif önerisi ile mühendisliğe, mimarlığa, teknikerlik ve teknisyenlik mesleğine gölge düşürülmek isteniyor!

Bilgiye, bilimsel eğitime ve sahadaki yüksek sorumluluğa dayalı bir kadroya sahip olan Teknik Hizmetler Sınıfı’na teknik niteliği olmayan meslekleri dâhil etmek;

• Liyakati erozyona uğratır,
• Teknik sınıfın yapısını bozar,
• Ve mesleki saygınlığı zedeler.
 

Emeğimiz, yıllarımız, diplomalarımız ve sahadaki mücadelemiz bu kadar kolay değersizleştirilemez.

Bu teklif kabul edilirse,

• Teknik personelin zaten yıllar içinde yıpratılan itibarına zarar verilecek,
• Özlük haklarımız tehlikeye atılacak, kamu hizmetinin kalitesi düşecek.
 

Buradan bir kez daha sesleniyorum:

Kamu çalışanlarını mali tehditle hizaya getirmek isteyenler bilmeli ki;

Sendikal özgürlük, bir hak meselesidir; asla pazarlık konusu olamaz!

Mühendislerin emeği, teknik sınıfın itibarı ve kamu vicdanı bu maddelerle gölgelenemez!

Mühendis Tek-Sen ENERJİ olarak; bu maddelere karşı susmayacağız ve geri adım atmayacağız!

Kamu hizmetinin niteliğini, teknik mesleklerin onurunu ve sendikal tercih hakkını hep birlikte koruyacağız!

Öte yandan, yetkili konfederasyonun toplu sözleşme teklifleri arasında yer alan 134’üncü maddeyle, mühendis, mimar ve şehir plancılarının da dâhil olduğu teknik personelin mali, özlük ve emeklilik haklarına ilişkin düzenlemelerin, 2026 yılı içinde tamamlanması öngörülüyor.

Bu olumlu bir adım olsa da, 134’üncü madde de yıllardır talep ettiğimiz “Mühendislik Meslek Kanunu”na dair tek bir ifade yer almıyor.

Oysa doktor, avukat ve noter gibi meslek gruplarının özel kanunlarla korunduğu bir sistemde, mühendislik mesleği de artık yasal statüye ve mesleki güvenceye kavuşturulmalı, bu kapsamda ‘Mühendislik Meslek Kanunu’ çıkarılmalıdır."

Haberin Detaylarına Buradan Ulaşabilirsiniz