A- İŞ BIRAKMA EYLEM KARARI NEDİR?
Türkiye tarafından kabul edilen “Uluslararası Sözleşmeler” ve Anayasa’da güvence altına alınan sendikal faaliyet ve örgütlenme hakkı kapsamında, sendikalar tarafından belirli konularda ilgili idareler ve kamuoyunda farkındalık oluşturmak ve dikkat çekmek amaçlı yapılan, kısa süreli ve kapsamı belirlenmiş şekilde gerçekleşen hizmet üretmeme eylemidir.
B- İŞ BIRAKMA EYLEM KARARININ DAYANAĞI VAR MIDIR?
Her ne kadar 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda grevin yasak olduğuna dair hüküm yer almış olsa da mahkeme kararları ile sendikal iş bırakma hakkının meşru ve hukuki bir eylem olduğu bu emsal kararlar çerçevesinde kabul görmektedir.
-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, iş bırakma eylemlerini yerine getiren kamu personeline karşı uygulanan disiplin cezaları hakkında neredeyse tereddütsüz şekilde hak ihlali kararları vermektedir .
Tüm bunlara karşın verilen ceza hafif olsa da, başvurucu gibi sendikaya üye kişileri, çıkarlarını savunmak amacıyla yapılan meşru grev veya eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir niteliğe sahiptir (bkz. Kaya ve Seyhan/Türkiye, B. No: 30946/04, 15/12/2009, § 30; Karaçay/Türkiye, B. No: 6615/03, 27/6/2007, § 37; Ezelin/Fransa, B. No: 11800/85, 26/4/1991, §43).
-Anayasa Mahkemesi de dava konusu durum ile birebir örtüşen bir kararında memurların sendikal faaliyet kapsamında iş bırakma eylemlerine disiplin cezası tesis edilmesini hak ihlali olarak değerlendirmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 2013/8463 başvuru sayılı 18.09.2014 tarihli (R.G. Tarih-Sayı: 4/12/2014-29195) kararında;
63. Açıklanan nedenlerle, her ne kadar hafif bir ceza olsa da şikayet edilen uyarma cezasının "toplumsal bir ihtiyaç baskısına" tekabül etmemesi nedeniyle "demokratik toplumda gerekli olmadığı" sonucuna varılmıştır. Bu sebeple başvurucunun Anayasa'nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir…”
gerekçesine yer vermiş ve başvurucuyu haklı bulmuştur.
-Aynı yönde Danıştay’ın sayısız içtihadıyla sendikal faaliyetler nedeniyle disiplin cezası hükümlerinin uygulanamayacağı sabit hale gelmiştir.
Bu durumda, davacının, sendikal faaliyet gereği, 11/12/2003 tarihinde göreve gelmeme eyleminin özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiili kapsamında değerlendirilemeyeceği ve sendikal faaliyet kapsamında bir gün göreve gelmemek fiilinin mazeret olarak kabulü gerektiğinden, disiplin supu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacıya 657 sayılı Kanunun 125/C-b maddesi uyarınca aylıktan kesme cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır.(Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2009/1063E. 2009/1998K.) - Aynı yönde . (Danıştay 12. Dairesinin 12.12.2001 tarih 2001/3307E. 2007/4415K, 22.10.2003 tarih E:2001/168, K:2003/3017 ; 26.12.2005 tarih E:2003/2274, K:2005/4695 ve 20.12.2004 tarih 2004/4209E. 2004/4148K. sayılı kararları)
Netice olarak yer verilen bu mevzuat ve yargısal içtihatlara göre iş bırakma eylem kararları bu dayanaklara göre varlığını sürdürmektedir.
C- İŞ BIRAKMA EYLEMİ SÜRECİNDE İLGİLİ KURUM İŞLEMLERİ NE ŞEKİLDE İLERLEMEKTEDİR?
Belirlenen tarihte kamu görevlisi iş bırakma eylemine katıldığında, ilgili kurum amiri belirlenen günde neden iş yerinde olmadığına dair bir ifade isteminde bulunması olası ve doğaldır.
Bu durumda sendika tarafından hazırlanan metin doldurularak, belirtilen günde sendikanın iş bırakma kararı gereğince iş yerinde olunmadığı bilgisi ifade olarak verilir.
D- KURUM BELİRTİLEN İFADENİN VERİLMESİ HALİNDE YİNE DE DİSİPLİN CEZASI VEREBİLİR Mİ? VERDİĞİ HALDE İZLENİLECEK YOL NEDİR?
Mahkeme kararlarından görüleceği üzere bu tür iş bırakma eylem kararlarına karşı disiplin cezası verilmesi açıkça hukuka aykırıdır. Ancak buna rağmen yine de disiplin cezası verilmesi halinde, öncelikle cezaya itiraz süreci işletilir, buradan da olumsuz sonuç alınması halinde idari yargı yoluna başvurulur.
Bu aşamaların tamamında sendikamızca süreç yakından takip edilecek ve gerekli hukuki destekler sunulacaktır.